Kampanya fiyatından satılmak üzere 5 adetten az stok bulunmaktadır.
Bir ürün, birden fazla satıcı tarafından satılabilir. Birden fazla satıcı tarafından satışa sunulan ürünlerin satıcıları ürün için belirledikleri fiyata, satıcı puanlarına, teslimat statülerine, ürünlerdeki promosyonlara, kargonun bedava olup olmamasına ve ürünlerin hızlı teslimat ile teslim edilip edilememesine, ürünlerin stok ve kategorileri bilgilerine göre sıralanmaktadır.
Her Dize Bir Dünya --- Her Dize Bir Dünya Bu kitapta, Gaia Studio bünyesinde yola çıkan ve şiirin menzilini göz alabildiğince uzağa koyan on yedi şair, üçer şiiriyle yer alıyor.
Herkes başladığı noktayı da geldiği noktayı da biliyor
çünkü katedilen yol, herkesin ardında kaldı.
Şiir söz konusuysa, ardında kalandır önemli olan.
Çünkü menzil ya çok uzaktadır ya da yoktur şiirde.
“Ne yardan atlarım ne yârdan geçerim” diyene yer yoktur şiirevren’de.
Her dize bir dünyadır çünkü.
Verilen değil, sunulan hiç değil, düşe kalka keşfedilen, acımadan alınan, lime lime edilen dil’in hayattan nasıl koparıldığının ve bütünlenip hayata nasıl geri verildiğinin bilgisidir şiir.
Neyse, okuyalım.
Sonra konuşuruz… Altay Öktem Bu Kitaptan Kimse Sağ Çıkamayacak --- Bu Kitaptan Kimse Sağ Çıkamayacak Altay Öktem’in, ilk kez 2006 yılında yayımlanan Bu Kitaptan Kimse Sağ Çıkamayacak adlı romanının yeni baskısı SRC Kitap’ta… Altay Öktem, baş döndürücü bir hızla başlamış anlatmaya.
Hikâye daha ilk sayfalarda okuyucuyu meraklandırmayı da başarıyor.
Tam “Nasıl çıkacak bu işin içinden” dediğimiz bir sırada, niyetinin polisiye ile sınırlı kalmadığını fark ediyoruz.
Çünkü kısa zamanda karmaşık ve esrarengiz bir hal alan muammayı metinsel oyunlar üzerine kuran Öktem, kullandığı fantastik öğelerle –Lovercraft’tan, romanlarında sözünü ettiği Ölüler Kitabı Nekronomikon’a kadar– başka roman kahramanlarına ve yazarlara yaptığı göndermelerle kurmaca metin ve gerçeklik ilişkisini, bizzat yazma eyleminin kendisini sorgulamaya yöneliyor.
A.
Ömer Türkeş Öktem’e göre insanı cenderesine alan, ontolojik sorgulamasını absürtleştiren ölüm, hem edebiyattaki hem de hayattaki tek gerçektir.
İnsanlık tarihi boyunca ya edebiyat insanların ölümlerini hikâyeleştirir ya da insanlar edebi metinlerde betimlendiği gibi ölür.
Romana, yeraltı edebiyatının rengini veren de bu kısırdöngü içerisinde her türlü iktidarın, çıkarın, tüketim hırsının ölüm karşısındaki anlamsızlığıdır.
İnsan köktenci bir sorgulamaya girip edebiyatı ve gerçekliği yeniden anlamlandırmalıdır.
Yoksa ne Nekronomikon’un son bölümünde söz edilen kaba metal ne de Öktem’in ondan mülhem kurguladığı “kaba metal dozer” ölümleri engelleyebilir.
Özcesi, herkesin dişlisi haline geldiği bu cendereden kurtulmak imkânsızdır ve “bu kitaptan da bu hayattan da kimse sağ çıkamayacaktır.