Kampanya fiyatından satılmak üzere 5 adetten fazla stok sunulmuştur.
Bir ürün, birden fazla satıcı tarafından satılabilir. Birden fazla satıcı tarafından satışa sunulan ürünlerin satıcıları ürün için belirledikleri fiyata, satıcı puanlarına, teslimat statülerine, ürünlerdeki promosyonlara, kargonun bedava olup olmamasına ve ürünlerin hızlı teslimat ile teslim edilip edilememesine, ürünlerin stok ve kategorileri bilgilerine göre sıralanmaktadır.
Emeric Pressburger, bu usta işi “kara” gerilim romanıyla, Soykırım ve kötülüğün sıradanlığı üzerine yazılmış en etkileyici yapıtlardan birine imza atmıştır.
Piyano akortçusu Karl , 1965 Haziran’ında Londra’da kiraladığı odasına yerleşir.
İlk bakışta ok rahatlıkla duygudaşlık kurabileceği, savaş sırasında kaybettiği karısıyla çocuğunun yasını tutan, müzikten anlayan, ince ruhlu bir beye gibi görünür.
Siyasi görüşleri nedeniyle 1933’te Almanya’yı terk ettiğini söyleyerek komşularının saygısını kazanan bu Alman, aslında insanlığa karşı işlediği suçlardan yirmi yıldır aranan bir beyin cerrahı, savaş suçlusu Dr.
Otto Reitmüller’den başkası değildir.
Yakalanma korkusuyla yaşayan doktorun paranoyasıyla birlikte gerilimin dozu da giderek artar.
Pressburger sarsıcı finale doğru ilerlerken ahlak, sorumluluk ve ilahi adalet kavramları üzerinde durur.
1966’da okurla buluşan Cam İnciler hakkında, ’un gerçek kimliğinin ilk bölümde ortaya çıkmasını eleştirerek yazarın asıl meselesini ıskalayan tek bir yazı yayımlanmıştı.
Roman çok geçmeden unutulup kayıp edebi hazineler arasında yerini aldı.
Savaş suçlularının edebiyatta belli klişelere sığdırılarak tasvir edildiği o dönemde Pressburger’ın hedefi, sıradan bir insanla tüyler ürpertici suçlar işlemiş bir canavarı kendinde buluşturan Karl karakteriyle, Hannah Arendt’in de vurguladığı gibi, Soykırım’ın faillerinin sapkın ya da sadist değil, “son derece insan” olduklarına işaret etmekti.